Altınoluk dergisi, 1986 – Kasım, Sayı: 009, Sayfa: 023
İNCİLDE DE Hazret-i Mustafa’nın, Seyyidü’l-Mürselîn olan o bahr-i safa’nın vasfı vardı.
Nebiyy-i ekrem’in İncilde şekli, şemali, gazaları, orucu ve iftarı anlatılırdı.
Nasara taifesinden bir gurup İncilde O nam ve hitaba gelince sevab olsun diye O’nu öperlerdi.
Aralarında -daha sonra- fikrî fitneler çıkınca bu güruh fitneden ve kargaşalıktan emîn kaldılar.
Ahmed ism-i şerîfi’nin penahma sığındıkları için başlarına bela olan yahûdî vezîr ve hristiyan beylerinin şerrinden emîn ve mahfuz oldular.
Onların nesilleri de çoğaldı. Nûr-ı Ahmedî yar ve yardımcıları oldu.
Hristiyanlardan diğer bir güruhsa Hazret-i Ahmed’in ismine hürmet etmezlerdi. Onlarsa aralarında fitneler çıkınca hor, hakîr ve zelîl oldular.
Hazret-i Peygamberin namı bu suretle yardım ederse, bizzat Nûr-ı nebevî’nin nasıl muhafaza buyuracağı düşünülmelidir.
Hazret-i Ahmed’in ism-i şerifi böyle müstahkem bir kale gibi olunca, O rûh-ı emîn’in nasıl olacağı anlaşılmalıdır.
Bakacak ve dikkat edecek olursan talihlerin niyazı, abidlerin tazarruu, cevher-i Muhammedi’nin şûalarından ibarettir.
Şûleler cevherler ile döner, dolaşır, şûle cevherin bulunduğu tarata doğru gider.
Mesela gayet şeffaf bir elmas bir yerde durur, O’nun parıltısı etrafa akseder Elmas bulunduğu yerden kaldırılıp bir tarata götürülürse, şuleler parıltılar da beraber gider. İşte ümmet içinden bir takım aşıkların niyaz ve tazamılan da Hazret-i Peygamber’in dua ve münacatlarına nisbetle o elmasın parıltıları gibidir.
Pencereden giren ışık, evin içinde dolaşır ve yer değiştirir. Çünkü güneş bir burçtan başka burca geçer…
Pencereden giren bir ışık güneş ile pencerenin durumuna bağlıdır. Pencere tamamen güneşe doğru olursa, oradan girecek ışık muhakkak ki kuvvetli olur. Eğer pencere yan tarafta kalıyorsa, ışık ta zayıf olur. Hakîkat-ı Muhammediyye güneşi de böyledir. Oradan aksedecek feyizlerin ışıklanda gönül penceresinin durumuna göredir. Yani bu hakikat, Güneş’e yaklaştıkça istifade artar. uzaklaştıkça da istifade azalır…
Nefsin her nefeste bir hilesi vardır ki, o hilelerin her biri yüzünden yüzlerce Fir’avn ve yüzlerce askerleri boğulmuştur.
Musa’nın rabbına ve O’nun himayesine sığın. Fir’avnlık edip de îman şerefini kaybetme!.
Allah’ın emrine ve Peygamberin sözüne sarıl!. Ey birader şu ten Ebû Cehl’inin elinden kurtul.
Nefs bir insan için Firavn ve Ebû Cehil gibidir. Ona uyan Fir’avn ve Ebû Cehl’e uyanlar gibi ebedî husrana uğrar. Ebedî kurtuluş ise Cenab-ı Muhammed aleyhisselam’a uymaktadır.. Nefsini O’nun yoluna uydur da ebedî kurtuluşa er… (1)
Dipnotlar : l. Mesnevî Şerhi. Cild:1 Kitap:2